Sosyal medya ve gazetecilik…

Dijital devrimin, iletişim teknolojilerinin inanılmaz bir hızla gelişmesinin en fazla etkilediği sektör geleneksel medya, yani gazeteler oldu. Sosyal medya geleneksel haberciliği, geleneksel medya kuruluşlarının tekelinden çıkardı. Gazetelerin haberi ilk verme gücüne ağır darbe vurdu… Sosyal medya daha açık, katılımcı, paylaşımcı ve çoğulcu iletişim imkanı yarattı.

Bir habere ilk ulaşma ve bunu duyurma tekelini elinde tutan geleneksel medya artık tiraj kaybına uğruyor, erişim gücü giderek zayıflıyor. Gazetelerin satış ve reklam gelirleri azalıyor… Asırlık gazeteler dahi arka arkaya yayın hayatına veda ediyor.

Geleneksel yazılı medyanın bugüne kadar sürdürdüğü yapısının artık yeni dönemde yürümeyeceği apaçık gözüküyor. Haber artık ertesi günün baskısını beklemiyor, anında yayılıyor ve ertesi gün basılan gazete haber değerini kaybediyor.

Dijital devrim kendi medya markalarını da yarattı. Siyasi bir blog olarak kurulan Huffington Post birkaç yıl içerisinde birçok dilde yayın yapan küresel bir dijital medya markasına dönüştü. Sosyal medyada güvenilir kaynak ihtiyacı gazetecilerin de kişisel markalarına yatırım yapmalarına imkan sağladı.

Bu yazıda gazetecilik mesleğindeki değişimi ele alacağım. Dijital devrimin en etkilediği mesleklerin başında gazetecilik geliyor. Geleneksel medya kuruluşları gibi klasik gazeteciliğin de değişmekte olduğu bir sır değil…
Yeni teknolojiler ve bunun doğurduğu sosyal medya, gazeteciliği değişime zorluyor. Sosyal medya ile geçmişte sadece okuyucu olanlar artık haberin üretilip dağıtılma sürecine dahil oluyor.

Gazetecilerin rakipleri artık sadece diğer medya kuruluşlarında çalışan meslektaşları değil… Blog yazarları ve sosyal medyada binlerce takipçileri olanlar…

Bu gelişme “Her yurttaş bir gazetecidir” sloganıyla “Yurttaş gazeteciliği” adı altında yeni bir popüler kavram da yarattı. Haberlerin, bilginin anlık paylaşımı başladı. Burada esas olan haberin profesyonel gazeteci olmayan kişi tarafından yapılmasıdır.

Vaktinde sadece okuyucu olan kişi artık gelişen modern teknolojiyi kullanarak tek başına veya yanına birkaç kişiyi de alarak haber üretiyor, fotoğraf ve video çekip ekliyor. Sosyal medya, etkin olarak kullanıldığı zaman bazen haber vermeyi de aşarak içeriğin yankılanmasına da yol açıyor.

Ancak yurttaş gazeteciliğini önemsemek ve bu gazetecilik türü ile profesyonel gazetecilik arasında ince bir çizgi var. Kurgulanmış veya yanlış haberleri gerçek olandan ayırt etmek giderek güçleşiyor… Yurttaş gazeteciliği adı altında herkesin içerik üretip bunu internette paylaşması yanlış bilgi patlamasına da yol açabiliyor.

İnternette dolaşan dezenformasyon bolluğu objektif olmaktan uzaklaşıldığını ve kaliteli, güvenilir habere olan ihtiyacı artırdığını da gösteriyor. Kurguyu ve gerçeği birbirinden ayırmak giderek yalanı ve doğruyu ayırt etmekten çok daha zor bir hale geliyor. Yurttaş gazetecilerin ürettiği haberleri takip edenlerin kendilerini kurgusal bir akışa kaptırmamak için objektif, kuşkucu, sorgulayıcı olmaları gerekiyor.

Gazetecilik her şeyden önce “güven” demektir. Haberin gerçeği yansıtması ve okuyanları doğru bilgilendirmesi gerekir. Zaten “Güvenilir kaynak olmak” medya kuruluşlarının, gazetecilerin en önemli marka değeri değil midir ?

Yayınlanan araştırmalara bakılırsa, sosyal medyada paylaşılan milyonlarca haberin hemen büyük bir çoğunluğunun sadece haber kaynağına dayandırıldığı görülüyor. Yani tek yönlü olması ağır basıyor… İçeriyi başka bir kaynaktan da kontrol edilmemiş olabiliyor…

Henüz tam olmasa bile bir ayrışma yaşanıyor, bu gelecekte daha belirgin olacak. Eğitimli, donanımlı, her türlü önyargıdan uzak, gazeteciler objektiflik, güvenilir olma ve doğruluk kavramlarıyla özdeşleşiyor. Buna karşılık sosyal medyanın, dijital devrimin yarattığı yurttaş gazeteciliği de hızı vurguluyor.

Özetle şunu söyleyebiliriz. Gazeteciliğin anlamının çok zenginleştiği yepyeni bir çağın başlangıcındayız.

Yorumlar

yorum