1 Haziran Pazartesi Almanya’da dini tatil günüydü… Eşimle Main nehri kıyısında yürüdük… Biraz kent merkezinin dışında… Main’in sol kıyısındaydık… ‘Gerbermühle‘ isimli tarihi binanın bulunduğu kıyıda… ‘Mühle‘ Almanca değirmen demek… ‘Gerber‘ de derici/dabak demek. Tarihi 1520’e kadar gidiyor. Tahıl öğütüyormuş… 1688- 1723 arası derici Nicolus işletmiş burayı… Adını oradan almış… Şimdi tabii lüks butik bir otel ile şık restoran var… Main nehrine nazır masalar… Güneşin doğuşunda ve batışında nehre yansıması, suyun şavkı, nazlı nazlı akarken çıkardığı şırıltı tam bir romantizm yaşatıyor…
Her Frankfurt’lu biraz da Goethe’nin hemşerisi olmakla övünür. Sonradan Frankfurtlular da bu övünçten pay alır. ‘Gerbermühle‘, ‘Goethe‘ ve ‘Batı-Doğu Divanı’, kelimeleri yanyana gelince Goethe’yi sevenlere, onun eserlerini okuyanlara çok şey hatırlatır, sanırım…
Goethe, doğduğu Frankfurt’tan ayrıldıktan 17 yıl sonra tekrar Frankfurt’un yakınında şaraplarıyla ünlü Ren bölgesine gelir. 29 Temmuz 1814‘te geldiği kaplıcalar şehri Wiesbaden‘de 123 gün kalır. Kaplıcalarda dinlenir. Bölgenin ileri gelenleriyle, soylularla, sanatçılarla günlerini geçirir. 28 Ağustos’ta 65 yaşgünü kutlaması yapılır. 4 Ağustos‘ta Frankfurt’tan gençlik dönemi arkadaşı Johann Jakob von Willemer yanında Marianne isimli genç bir kızla ziyaretine gelir… Marianne, Avusturya’dan Frankfurt’a gelen sanatçı bir kadının kızıdır….
Çok zengin bir banker olan von Willemer, 1785’te ‘Gerbermühle‘ ile o dönem etrafındaki bağları, bahçeleri kullanma hakkını da almış, değirmenin faaliyetini durdurmuş, buraları yazlığa dönüştürmüştür…
Kendisini hiçbir zaman yaşlı hissetmeyen Goethe, ziyarette Marianne’ye aşık olur. Kendinden 35 yaş küçüktür ama aşk yaş dinlemez. Von Willemer ise muhtemelen bu aşkı fark etmiş, kızla da hemen üçüncü evliliğini yapmış. Goethe, arkadaşının daveti üzerine 15 Eylül’de Gerbermühle’ye gelir. Bu ziyarette aşk iyice alevlenir.
Bir kaç kez daha gelir. Hatta o yıl Lepzig’de Napolyon’un Almanya ve müttefiklerine yenilgisinin yıldönümüdür. Frankfurt’ta gece heryerde meşalelerle kutlama yapılır. Goethe ile Marianne, 18 Ekim 1814 gecesi yazlığın alanında yüksek tepedeki iki kat küçük evde (fotoğraf) Frankfurt’taki kutlamaları izlerler başbaşa… Bu ev bugün ‘Willemer‘in Evi‘ olarak tarihi eser olarak korunuyor…
Goethe muhtemelen aşkı unutamaz ve ertesi yıl 1815’te yine Wiesbaden’e gelir… Oradan da birkaç kez yine Gerbermühle’ye gider… Bu ziyaretlerde de Marianne’ye iyice abayı yakar. Hatta ertesi yıl 1816 Temmuz da yine Wiesbaden’e gitmek üzere yola çıkar ama Erfurt yakınlarında arabanın dingili kırılır. Yanındakılar yaralanır. Goethe kazayı yaralanmadan atlatır. Bunu uğursuzluk sayıp geri döner…
Goethe, 12 bölümden oluşan ünlü Batı-Doğu Divanı’nın hazırlıklarına 1814’te başlamış… Marianne de o yıllar sanırım onun tanrıçası olmuş… Divan 1819’da bitmiş… Divandaki ‘Gül ve Bülbül, Aşk ve Şarap’ adlı şiirlerin dizeleri de o sıralarda ortaya çıkmış… Ölünceye kadar Goethe ile mektuplaşan Marianne 1852’de 68 yaşında iken Divan’daki bu aşk şiirlerinin büyük bir kısmının kendisinden kaynaklandığını söylemiş… Bunu ünlü masal yazarı Wilhelm Grimm’in oğlu Hermann Grimm’e söylemiş. Oradan biliniyor… Ama ne kadar doğru bilinmiyor…
Ama şunu biliyoruz… Divanın Züleyha Kitabı’ bölümünde ‘Daha da kısa tutmak isterdim bu kitabı elbet/ Diğerleri gibi kısa olsun diye/ Ancak, sayfayı ve sözü nasıl kısaltacaksın ki/ Uzaklara sürüklediğinde aşk çılgınlığı seni?‘ dizeleriyle bu aşkını dile getiriyor galiba… Marianne’ye yazıp verdiği ‘ginkgo biloba‘ şiirini de daha sonra irdeleriz…
İşte bu anlattığım olayları, Goethe’yi düşünerek dün Gerbermühle’de Main nehri kıyısında eşimle yürüdük… Willemer’in Evi’ne gittik. Buralarda iki yüz yıl önce Goethe’nin de dolaştığını, yaşadıklarını düşünmek bambaşka bir duygu…