Kantat, İtalyanca veya Latince şarkı söylemek anlamına gelen Cantare’den geliyor.
Bir enstrüman eşliğinde tek veya çok sesli seslendirilir. Genelde dini içeriklidir ve
kiliselerde söylenir. Kantat’ın çıkışı Rönesans döneminde İtalya’dır.
18. Yüzyılda Almanya’da iyice yayılır. Bach, Haydn, Mozart gibi bestecilerin ünlü kantatları vardır.
Dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak nitelenen Johann Wolfgang von Goethe’nin
Almanya’nın Frankfurt kentinde doğduğu evin hemen yanıbaşında bir Kantat Salonu (Cantatesaal) var.
Adı salon ama aslında bir tiyatro salonu… yaklaşık 400 seyirci kapasitesi olan tarihi bir salon…
Tiyatronun bulunduğu bina Alman Kitap Yayıncılar Birliği’nin ilk merkezi. Yayıncılar her yıl
Paskalya’dan sonrası dördüncü Pazar bu salonda toplanıp geçen yılın bilançosunu çıkarırlarmış.
Hıristiyanlıkta Paskalya’dan sonraki dördüncü Pazar kiliseye gidilip kantatlar söylenir.
O yüzden kitapçıların geleneksel toplantılarını yaptığı bu salona Kantat Salonu adı verilmiş…
Bu kadarla da kalmıyor. Frankfurt Okulu’nun kurucularından felsefeci Theodor Adorno 1950’li 60’lı
yıllarda bu salonda ateşli konuşmalar yapmış. Nobel Ödüllü İrlandalı yazar Samuel Beckett,
ünlü eseri “Godot’yu Beklerken”den parçalar okumuş. Bu tarihi salon Frankfurt Halk Sahnesi’ne
evsahipliği yapıyor. 1971 yılında Frankfurt Halk Tiyatrosu adıyla kurulan, daha sonra da Seyyar
Halk Sahnesi adını alan tiyatronun ünü Almanya sınırları aşıyor.
İşte bu salonun tarihinde anlamlı bir sayfa daha açılıyor. Frankfurt 2003 yılından beri gönüllülerin
özverileriyle faaliyeti sürdüren Tiyatro Frankfurt, artık her ay Cantate Saal’de Türkçe bir oyun
sergileyecek. İlk oyun 19 Ocak Pazar günü saat 19:00’da Ferhan Şensoy’un iki perdelik komedi oyunu
Hayrola Karyola… Oyundaki konuşmalar için sahnenin üzerine Almanca üstyazıyla yansıtılacak.
Tiyatro Frankfurt’un genel sanat yönetmeni, rejisör, oyuncu 44 yaşındaki Gaziantepli Kamil
Kellecioğlu, tiyatro ile okul sıralarında tanışmış. Bu alanda eğitim almış. Gaziantep Çağdaş
Oyuncular adlı tiyatronun kurucuları arasında… 1997’de Almanya’ya geldikten sonra da hemen kolları
sıvayıp gönül verdiği tiyatro alanında çalışmalara başlamış…
Frankfurt Belediyesi’nin 2013 Uyum Ödülü’ne de layık bulunan Tiyatro Frankfurt’un genel yönetmeni
Kamil Kellecioğlu ve ekibinin bu girişiminin Frankfurt’un kültür, sanat tarihinde yerini alacağı
muhakkaktır. Bu projeyi gönülden destekleyen Halk Sahnesi’ni yöneticisi ünlü tiyatro sanatçısı,
kabaretist, rejisör Michael Quast “Bu iki kültürün tiyatro alanında yakınlaşması yolunda önemli
bir adım olacaktır” diyor.
Tiyatroculuk her şeyden önce bu sanat emek, çaba, özveri, gönül ister. Tiyatro için
“Yaşamın aynasıdır” derler. Öyleyse bu aynaya güzel şeylerin yansıması için Türklerin de bu girişime
destek olmaları gerekiyor. Ben de destek olmakla kalmayıp her oyuna gidip izlenimlerimi paylaşacağım.
Fotoğraf: Tiyatro Frankfurt. (ayakta önlüklü Kamil Kellecioğlu)
