Rus doğalgazı Almanları böldü


Enerjinin dünya siyasetinde stratejik bir unsur olduğu tartışma götürmez… Ülkelerin ilişkilerinde de çoğunlukla etkili bir politika alanı… Bu nedenle enerji kaynaklarının çıkarılması, enerji yollarının kontrolü ve enerji pazarlarından pay kapma mücadelesi giderek daha da kızışıyor… Önümüzdeki 30-40 yılda şu anki enerji paradigmasında eğer köklü bir değişim olmazsa  küresel enerji talebinde yüzde elliye yakın bir artış olacağı öngörülüyor. Fazla lafa gerek yok… Bu da mücadelenin taşınacağı boyutları en iyi şekilde gözler önüne seriyor…

Bunları yazmanın nedenine gelince… Yaşadığım Almanya’nın bugünlerdeki siyasi gündemi ‘enerji‘… Rus doğal gazını Baltık denizinden Almanya’ya taşıyacak  ‘Kuzey Akım 2‘ isimli doğal gaz boru hattı projesi… ABD Devlet Başkanı Donald Trump, bu hattın Avrupa’yı Rus enerjisine bağımlı hale getireceğini, ayrıca bu hattın ABD’nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu ileri sürüyordu aylardır…

Başkan Trump‘ın, projede çalışan şirketlere ağır yaptırımlar öngören kararnameyi de imzalamasıyla boru hattının yapımı da durdu. Allseas adlı İsviçre firması, deniz dibine boruları yerleştiren ‘Pioneering Spring‘ ve ‘Solitaire‘ isimli iki çok özel gemisini çekince yedi milyar dolarlık proje durdu… Geçen Aralık ayından beri beklemede… Halbuki 1224 kilometrelik boru hattında sona yaklaşılmış, hattın Almanya’ya varmasına 150 kilometre kalmıştı.

Başkan Trump’ın bu kararına karşılıklı tepkiler, karşı açıklamalar da aylardır sürüyordu… Almanya, bunu Almanya’nın ve Avrupa’nın içişlerine ağır bir müdahale olarak niteliyor,  Moskova yönetimi de ABD’nin asıl hedefinin sıvılaştırılmış pahalı kaya gazını Avrupa’ya satmak olduğunu söylüyordu… Ama genel olarak Alman kamuoyunda ABD’nin kararına karşı tepki ve projeye devam edilmesi yönünde bir hava esiyordu… Rusya da, kendi imkanlarıyla boru hattını tamamlayacağını söylüyordu…

Ancak bu arada  Aleksey Navalni olayı patlak verdi. Sibirya’da zehirlendiği söylenen Rus muhalif Navalni, ailesinin talebiyle ambulans uçakla Berlin’e getirildi. Ünlü Charite hastanesinde tedavi altına alınan Navalni’nin  zehirlendiği açıklandı… Bu açıklamanın hemen ardından Almanya’da Rusya karşıtı bir kamuoyu oluştu. İşin içinde Rusya olduğu için konu da dönüp dolaşıp Kuzey Akım 2 projesine geldi ister istemez… Almanya’da hava değişti…. Alman kamuoyu bu konuda ikiye bölündü… Boru hattının devamını veya iptal edilmesini isteyenler olarak…

İktidardaki koalisyonun büyük ortağı Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer, ‘Kuzey Akım 2 olası yaptırımlar kapsamına alınabilir. Benim zaten gönlümde yatan bir proje değildi‘  dedi. CDU’nun Başbakan adaylarından Friedrich Merz ise, ‘Projeyi bugüne kadar doğru buluyordum. Navalni olayından sonra kesin ve anlaşılır bir cevap verilmesi gerekiyor Rusya’ya… Kuzey Akım 2 boru hattının yapım süreci durdurulmalı‘ diye konuşuyor… Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas ise ‘Rusya Navalni soruşturmasına hiçbir katkı yapmazsa, verilecek cevap için ortaklarımızla istişare etmemiz gerekecek‘ diyor…

Projenin devamından yana olan kesimden, örneğin Alman sanayicileri, yaşanan daha ciddi siyasal krizlerin gaz alımını etkilemediğine işaret ederek projeye devam edilmesini istiyor… Birçok eyaletin başbakanı da ‘Navalni olayı ve Kuzey Akım 2 projesi birbirine karıştırılmamalı. Rusya ile ekonomik ilişkilerin sekteye uğraması son derece yanlış‘ diyorlar…

Bu boru hattıyla Alman topraklarına her yıl gelecek toplam 55 milyar metreküp Rus doğal gazının bir kısmı diğer AB ülkelerine de ulaştırılacak… Dolayısıyla bu proje aynı zamanda AB enerji politikalarını da ilgilendiriyor.

Yorumlar

yorum